Ameliyat lambasının avantajları

Modern cerrahi ameliyat lambası  , aydınlatma doğruluğu ve verimliliğine ihtiyaç duyan cerrahlar ve aksesuarların basit bir şekilde temizlenmesi, sanitasyon ve sterilizasyonuna ihtiyaç duyan baş hemşireler gibi çeşitli klinik ihtiyaçları karşılamalıdır.

Cerrahi gölgesiz ışıklar, kesilerde ve vücut boşluklarında çeşitli derinliklerde küçük, düşük kontrastlı nesnelerin en iyi şekilde görüntülenmesi için cerrahi bölgeyi aydınlatmak için kullanılır. Operatörün kafası, elleri ve aletleri cerrahi bölgede rahatsız edici gölgelere neden olabileceğinden, cerrahi Ameliyat lambası gölgeleri olabildiğince ortadan kaldıracak ve renk bozulmasını en aza indirecek şekilde tasarlanmalıdır.

Ayrıca Ameliyat lambası, operatörü rahatsız edebilecek ve cerrahi alanda dokuyu kurutabilecek aşırı ısı yaymadan uzun süre kesintisiz çalışabilmelidir.

Ameliyat tavan Lambası donanım avantajları

  1. Ameliyat lambası, iki farklı renk sıcaklığına sahip Alman “Osram” ve ithal Fransız “GAGGIONE” lensinden ithal edilen iki tür 1W lamba yuvası kullanır. Aydınlatma 4.000LX-160.000LX aralığında ayarlanabilir;
  2. Isıyı daha hızlı dağıtan, LED lamba boncuklarının kullanım ömrünü etkili bir şekilde garanti eden ve odak uzunluğunun ayarlanmasını kolaylaştıran ve elektrik/manuel olmak üzere iki odaklama yöntemini benimseyen taç yaprağı şeklindeki yapı alüminyum LED lamba yuvası benimsenmiştir. elektrik motoru, ithal alman step motorunu benimser. İşlemi daha uygun hale getirin;
  3. LED Çalışma ışığı lamba yuvasının uzaydaki konumunu simüle etmek için 3B yazılımı kullanın ve belirlenen performans göstergelerini gölge etkisi olmadan en az lamba boncuk düzeniyle tamamlayın; tek deklanşör artık aydınlatması 50.000LX, çift deklanşör artık aydınlatması 70.000; ışık sütunu derinliği 140cm, Toplam ışınım da büyük ölçüde azalır;
  4. Ameliyat Işığı kontrol paneli, çizilmeye ve korozyona dayanıklı, 100.000 kez hasar görmemiş ve ömür boyu garantili ithal PET aşınmaya dayanıklı malzemeyi benimser;
  5. Çalışma ışığı, benzersiz bir güç kontrol sistemini benimser ve güç çıkışı, sabit aydınlatma elde edebilir, bu nedenle aydınlatma, şebeke voltajının değişmesiyle titremez. Her ameliyat lambasının güç yükü, ameliyat lambası gövdesinin gerçek yükünü çok aşan 350 W’a kadar ulaşabilir. 150W, böylece yaşam, kalite ve güvenlik açısından daha fazla garanti alabilir;
  6. Lamba paneli: Işığı daha yumuşak ve güvenliği daha güvenilir hale getiren ithal Alman PC enjeksiyon kalıbını benimser. Malzeme bir kalkan kadar güçlüdür ve gizli bir kırılganlık endişesi yoktur;
  7. LED Ameliyat lambasının kullanım ömrü, halojen lambanın hizmet ömrünün 40 katıdır ve 15 yıl içinde lamba yuvasını değiştirmeye gerek yoktur, bu da geleneksel İşletim ışığına kıyasla kaynaklardan ve %60 elektrik tasarrufu sağlar. Eğimli ve pürüzsüz yüzeyi, toz birikmesini önler ve temizlik sırasında kullanılan deterjan miktarını ve temizlik ürünleri israfını azaltır. 
  8. Süspansiyon çerçevesi, stabilite ve güvenliğe odaklanan güçlü bir tasarıma sahip ithal Alman “Oudal” denge kolunu benimser ve kullanıcının ihtiyaç duyduğu herhangi bir ışınlama açısını kolayca elde edebilir. Ekstra bağlantıların olmaması, lamba kolunun başıboş durmamasını sağlar;
  9. Yüksek basınçlı ve yüksek sıcaklıkta buharlı sterilizasyon kolu, lamba gövdesinin odağını, konumunu ve açısını çalıştırabilir; vücuttan tamamen izole edilmiştir ve sterilize edilmemiş kısma dokunmayacaktır, bu da gereksiz kirliliği önleyebilir ve kullanım için tekrar tekrar sterilize edilebilir.

Tıbbi Ekipmanın Sterilize Edilmesi

Tıbbi Ekipmanı Sadece 10 Günde Sterilize Etmeyi Nasıl Öğrenebilirsiniz. Tıbbi bir ortamda çalışmak zorlu ve karmaşık olabilir, ancak aynı zamanda son derece faydalıdır. Sağlık hizmeti alanına girmek istiyorsanız veya becerilerinizin güncel olduğundan emin olmak istiyorsanız, tıbbi ekipmanı sterilize etmeyi öğrenmek işin önemli bir parçasıdır. Bu blog gönderisinde, yalnızca 10 günde tıbbi ekipmanı sterilize etmeyi nasıl öğrenebileceğinizi keşfedeceğiz. Tıp uzmanlarının kısırlaştırma sürecini anlamalarının neden bu kadar önemli olduğuna, çeşitli yöntemlerin neler olduğuna ve bunları en iyi şekilde nasıl uygulayacaklarına ve bir tıp uzmanı olarak eğitim ve beceri seviyenizin zirvesinde kalmanıza yönelik ipuçlarına bakacağız.

sterilizasyon nedir?

Sterilizasyon, cansız nesneler üzerindeki bakteri, virüs, mantar ve sporlar dahil tüm mikroorganizmaları öldürme işlemidir. Sterilizasyon, ısı, kimyasallar, ışınlama ve filtrasyon gibi çeşitli yöntemlerle gerçekleştirilebilir.

sterilizasyon ihtiyacı

Amerika Birleşik Devletleri’ndeki tüm tıbbi ekipmanların yarısından fazlasının uygun şekilde sterilize edilmediği tahmin edilmektedir. Bu, her yıl çok sayıda enfeksiyon ve hastalığa neden olur. Uygun olmayan şekilde sterilize edilmiş tıbbi ekipman ciddi, yaşamı tehdit eden enfeksiyonlara neden olabilir. Tüm tıbbi ekipmanların kullanılmadan önce uygun şekilde sterilize edilmesi önemlidir. Uygun sterilizasyon teknikleri hakkında bilgi edinmenin birkaç yolu vardır.

Tıbbi ekipmanın nasıl uygun şekilde sterilize edileceğine dair talimatlar sunan birçok kitap ve çevrimiçi kaynak vardır. Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri ( CDC) ayrıca web sitelerinde ayrıntılı rehberlik sunar. Ayrıca, uygun sterilizasyon teknikleri konusunda sertifika kursları veren bir dizi profesyonel kuruluş vardır. Bu kurslar tipik olarak birkaç gün sürer ve katılımcılara steril işleme prosedürlerinde uygulamalı deneyim sağlar.

sterilizasyon işlemi

Sterilizasyon, virüsler, bakteriler, mantarlar ve sporlar dahil olmak üzere bir yüzeydeki veya bir sıvıdaki tüm mikroorganizmaların yok edilmesi işlemidir. Her birinin kendine göre avantajları ve dezavantajları olan birçok sterilizasyon yöntemi vardır.

En yaygın sterilizasyon yöntemi kaynatmadır. Bu yöntem tüm mikroorganizmalara karşı etkilidir, ancak sıcaklığın süreç boyunca tutarlı kalmasını sağlamak için dikkatli bir izleme gerektirir. Kaynatma, hassas ekipman veya aletler için de uygun değildir.

Diğer bir popüler sterilizasyon yöntemi ise otoklavlamadır. Bu yöntem, mikroorganizmaları öldürmek için basınç altında buhar kullanır. Sporlar dahil tüm mikroorganizmalara karşı etkilidir. Otoklavlama çoğu ekipman ve alet için güvenlidir, ancak hassas parçalara zarar verebilir.

Diğer sterilizasyon yöntemleri arasında gaz sterilizasyonu (hidrojen peroksit veya etilen oksit kullanılarak), radyasyon sterilizasyonu (ultraviyole ışık veya gama ışınları kullanılarak) ve filtrasyon sterilizasyonu (0,2 mikron filtre kullanılarak) yer alır.

Sterilize edilmesi gereken tıbbi ekipman türleri

Sterilize edilmesi gereken birçok tıbbi ekipman türü vardır. Bu ekipmanlardan bazıları şunlardır:
-Cerrahi aletler
-Diş aletleri
-Tedavi cihazları
-Teşhis cihazları

Tıbbi ekipmanların sterilize edilmesi, enfeksiyonun yayılmasını önlemeye yardımcı olduğu için önemlidir. Tıbbi ekipman uygun şekilde sterilize edildiğinde, hastalara zarar verebilecek bakteri ve diğer mikroorganizmaları öldürür. Birkaç farklı sterilizasyon yöntemi vardır ve her ekipman türünün kendine özgü gereksinimleri vardır. Örneğin, bazı aletler ısı kullanılarak sterilize edilebilirken, diğerleri kimyasallar gerektirir. Herhangi bir tıbbi ekipmanı sterilize etmeden önce üreticinin talimatlarına veya bir sağlık uzmanına başvurmak önemlidir.

Tıbbi ekipmanı sterilize etmeyi öğrenmek neden önemlidir?

Enfeksiyonun yayılmasını önlemeye yardımcı olduğu için tıbbi ekipmanı sterilize etmeyi öğrenmek önemlidir. Tıbbi ekipman uygun şekilde sterilize edilmediğinde, ciddi hastalığa veya ölüme neden olabilecek bakteri ve virüsleri barındırabilir. Tıbbi ekipmanı sterilize etmek, enfeksiyon kontrolünün kritik bir parçasıdır ve hastaları, sağlık çalışanlarını ve genel halkı korumak için gereklidir.

Sadece 10 günde tıbbi ekipmanı sterilize etmeyi nasıl öğrenebilirim?

1. Çevrimiçi olarak veya yerel bir kolejden bir tıbbi sterilizasyon kursu satın alın.

2. Profesyonel dergilerde veya çevrimiçi olarak sterilizasyon yöntemleri ve ekipmanı hakkında bilgi edinin.

3. Tıbbi sterilizasyon teknikleri üzerine bir konferansa veya seminere katılın.

4. Sterilizasyon ekipmanı ve prosedürleri konusunda uzman tıp uzmanlarıyla konuşun.

5. Ekipmanı sterilize etmekten sorumlu bir hastane veya sağlık kliniğindeki personeli gözlemleyin.

6. Son teknoloji sterilizasyon yöntemleri ve ekipmanı kullanan bir tıbbi tesisi gezin.

7. Bir hastane veya tıp kliniği steril işleme departmanında staj veya externship tamamlayın.

8. Uluslararası Sağlık Hizmetleri Merkezi Hizmet Malzeme Yönetimi Birliği (IAHCSMM) aracılığıyla tıbbi sterilizasyon sertifikası alın.

Çözüm

Tıbbi ekipmanı sadece 10 günde sterilize etmeyi öğrenmek zorlu bir uğraştır, ancak doğru yaklaşımla yapılabilir. Bu ipuçlarını izleyerek, her tür tıbbi ekipmanı güvenli ve etkili bir şekilde sterilize etmek için gerekli temel bilgileri oluşturmak ve kazanmak için sağlam bir temele sahip olacaksınız. Öğrenme devam eden bir süreç olarak kalsa da, şimdi eğitiminize yatırım yapmak için zaman ayırarak kendinizi uzun vadeli başarıya hazırlayacağınızı unutmamak önemlidir.

Revize Edilmiş Otoklavlar

Revize Edilmiş Otoklavlar

2. El olarak satılan otoklavlar revize edilerek genelde küçük yada özel hastane yada ufak çaplı işlemlerde için kullanılmaktadır. ikinci el otoklavlar düzgün revize edildği durumda çok uzun süreler kullanılır. Peki revize  nedir ? Otoklav ana parçaları komple değişimi yada onarımı diyebiliri.z

Otoklav Tıbbi Cihaz

Otoklavlar 100°C’nin üzerindeki sıcaklıklarda yürütülen tüm ısıl işlemler, otoklav adı verilen ve atmosferik basınç üzerindeki basınçta çalışan kapalı düzenlerde gerçekleştirilebilir.Diğer bir deyimle, bu gıdaların dayanıklı duruma getirilmeleri ancak, otoklavlarda sterilize edilmeleri ile sağlanabilmektedir. Otoklavlarda 100°C’nin üzerindeki sıcaklıklarda, içindeki suyun yüzeyine yapılan buhar basıncının artırılması ve böylece suyun kaynama noktasının yükseltilmesiyle sağlanmaktadır. Otoklava verilen buharla, otoklav içindeki su önce ısınır ve daha sonra oluşan buhar içeride hapsedilerek, basınç yükselir.

Masaüstü Otoklav

Şu halde otoklav basıncı ile (doymuş buhar basıncı) sıcaklık arasında belli bir ilişki vardır. Buna göre otoklav basıncının ölçülmesiyle otoklav sıcaklığı da saptanabilir. Konserve Endüstrisinde Kullanılan Otaklavlar Konserve endüstrisinde kullanılan otoklavlar sterilizasyon sırasında uygulanan basınç açısından genellikle  normal otoklavlar, basınçlı soğutmalı normal otoklavlar ve  yüksek basınçlı otoklavlar olmak üzere sınıflandırılmaktadırlar.  Yapılarına göre ise yatık ve dik otoklav olarak gruplandırılırlar.  Ayrıca çalışma şekillerine göre, sürekli ve kesik çalışan otoklavlar veya sabit ve döner otoklavlar gibi çeşitli gruplar ayrılabilmektedirler.

Otoklavlarda ısıtma ortamı olarak doğrudan buhar veya su kullanılır. Her iki uygulamanın yararlı yönleri vardır. Örneğin ısıtma ortamı olarak su kullanılması halinde, otoklav içinde ısı iletimini engelleyen hava paketlerinin oluşumu söz konusu değildir. Buna karşın ısıtma ortamı olarak buhar kullanılması, otoklavda suyun ayrıca ısıtılması zorunluluğunu ortadan kaldırdığından bu uygulamada daha az enerji harcanır, yani daha ekonomiktir. Normal otoklavlar  Meyve ve sebze konserveleri üretiminde normal dik otoklavlar yaygın olmamakla beraber hala kullanılmaktadır. Bu otoklavların yapıları basit olup 1.5 atü basınca dayanıklı, ağzı sızdırmaz nitelikte kapanabilen silindirik bir kazan şeklindedir.  Normal otoklavlarda sterilizasyon sırasında kutu çeperlerine etki eden basınç (etkili basınç PE) kutu içeriğinin ve tepe boşluğundaki havanın ısınmasıyla ortaya çıkan hacim artışının oluşturduğu “kutu içi basıncı” (PK) ile, otoklavın içindeki buhardan kaynaklanan “otoklav basıncı”nın etkisiyle kutuların içten dışa doğru zorlanarak kenet yerlerinin açılmasını önler.

Bu otoklavlarda sterilizasyonda otoklav basıncının (PO) sabit kalmasına karşın, kutu içeriğinin sıcaklığı arttıkça, kutu iç basıncı da yavaş yavaş artar. Buna bağlı olarak da etkili basınç (PE) ısıl işlem süresinin sonuna kadar sürekli olarak artar. Normal otoklavlar  Eğer soğutma sırasında, otoklavdaki buharın birden dışarı bırakılması veya yoğuşturulması gibi yollarla, otoklav basıncı (PO) hızla azaltılırsa, konserve kabının hızla soğuyarak buna uyabilmesi olanaksız olduğundan, kabın iç basıncı (PK) yüksek kalır ve buna bağlı olarak etkili basınç (PE) hızla yüksek bir değere ulaşır. Etkili basınç, konserve kabını içten dışa doğru zorlayan basınç olduğuna göre tanımlanan bu durumun en hafif sonucu, kutunun yalancı bombaj oluşturmasıdır. Ancak belli kritik bir değere ulaşan etkili basınç, kutuda kenedin zorlanmasına ve nihayet sızıntıya, yani hermetik kapatmanın bozulmasına neden olur. Şu halde normal otoklavlarda sterilizasyon sonunda uygulanan soğutma, bu açıdan da son derece önemli bir aşama olup, soğutma boyunca etkili basıncın (PE) belli bir düzeyi aşmaması için her türlü önlem alınmalıdır. Normal otoklavlarda sterilizasyon sürecinde basınç değişimi

Basınçlı soğutmalı normal otoklav  Bu otoklavlarda, soğutma sırasında ısıtma aşamasındaki gibi yeterli bir otoklav basıncı egemendir. Bu basınç ısıl işlem sırasındaki basınca eşit düzeydedir. Otoklavda kalış süresi tamamlanınca, kapları soğutma amacıyla otoklava genellikle otoklavın alt kısmından yaklaşık 2.5 atu’lük bir basınçla soğutma suyu verilir. Otoklavdaki sıcak su ise, sterilizasyon sırasında uygulanan otoklav basıncından biraz yüksek bir basınçla açılan bir ventille dışarı çıkar.

Basınçlı soğutmalı normal otoklav Bu yolla otoklav basıncı, sterilizasyon sırasındaki basınç düzeyinde hatta biraz daha yüksek düzeyde tutulabilmektedir (Şekil 2.10). Şekilde de görüldüğü gibi etkili basınç (PE), diğer normal otoklavlarda olduğu gibi bir zirve göstermemektedir. Ancak burada, eğer kap içeriği soğuk su ile aşırı bir hızla soğutulursa, bu defa kutu içinde negatif bir etkili basınç oluşmaktadır. Diğer bir deyimle kutularda vakum oluşmaktadır. Bu durum özellikle büyük boy kutularda içe çökmelere neden olduğundan bunu önlemek amacıyla, soğutmanın ikinci devresi basınçsız olarak sürdürülmelidir. Basınçlı soğutmalı otoklavlarda sterilizasyon sürecinde basınç değişimi Yüksek basınçlı otoklavlar Özellikle cam kaplar, büyük boyutlu teneke kutular, alüminyum ve sentetik materyalden yapılmış konserve kaplarındaki gıdaların sterilize edilmesi amacıyla yüksek basınçlı soğutmalı otoklavlar kullanılmaktadır.

Bu otoklavların basınçlı soğutmalı otoklavlardan farkları, ısıl işlem sırasında otoklavda, doymuş buhar basıncına (Pt) bağımlı olmaksızın hava yardımıyla yüksek bir otoklav basıncı (PO) sağlamalarıdır. Böylece “kutu iç basıncı” (PK) dengelenebilmekte ve kullanılan konserve kabının dayanabildiği etkili basınç sınırı aşılmamaktadır. Yüksek basınçlı otoklavlarda sterilizasyon sürecinde basınç değişimi Döner otoklavlar Konserve kapları sterilizasyon sırasında otoklav içinde hareket ederse yani, kap içeriğinin bir ölçüde çalkalanması sağlanırsa, ısı iletimi kolaylaşmaktadır. Bunu sağlayan otoklavlara “döner otoklavlar” denir. Isıl işlem sırasında hareketsiz otoklavlarda sıvı ve yarı sıvı gıdaların sterilizasyonunda ısı iletimi esas olarak konveksiyon ile gerçekleşir. Eğer konserve kabı içinde katı parçacıklar bulunuyorsa, ısı iletimi önemli ölçüde engellenir. Bu gıdalarda ısı iletimi konveksiyon ve kondüksiyon yoluyla sağlandığından ısının soğuk noktaya iletimi güçleşir ve uzun zaman alır. Diğer taraftan ürün fazla pişerek yapısı yumuşar. Döner otoklavlarda dönmekte olan, konserve kabı ile dolu olan otoklav sepetidir. Böylece sepetin dönüşü ile, sepette bulunan kutular da, bulundukları konuma bağlı olarak dönmekte, ve bu sırada içeriklerinde ısı iletimini hızlandıran bir hareket olmaktadır.

Döner Otoklavlar

Döner otoklavlar, aşağıda belirtilen yararları nedeniyle, birçok konserve çeşitlerinin sterilizasyonunda yaygın olarak kullanılmaktadır.  Öncelikle yarı sıvı ve ısıya karşı duyarlı gıdalarda, kutu duvarına yapışma, aşırı pişme ve yanma gibi olumsuzluklar belirmeksizin 130°C, hatta 138°C gibi yüksek sıcaklıklarda sterilizasyon uygulama olanağı doğmaktadır.  Yüksek sıcaklıklarda kısa sürede yürütülebilen sterilizasyon ile, gıdanın duyusal nitelikleri daha iyi korunabilmektedir.  Diğer taraftan, kutu içeriğine verilen hareket nedeniyle ısı aktarımı hızlandığından soğuk nokta, istenilen sıcaklığa kısa zamanda ulaşabilmekte, böylece sterilizasyon süresi kısalmaktadır.

Döner otoklavlar Aynı şekilde, yüksek viskoziteli gıdalar, yarı sıvı gıdalar (ezme halindeki gıdalar) ve katı haldeki gıdalar, döner otoklavların yardımıyla büyük konserve kutularında dahi kolaylıkla sterilize edilebilmektedir. Bunun gibi bazı yağlı ürünlerde, özellikle et ürünlerinde gerek sterilizasyon ve gerek soğutma sırasındaki dönmenin oluşturduğu çalkalanma etkisiyle, konserve kutusu içinde tam bir homojenizasyon sağlanmakta ve örneğin sabit otoklavlarda olduğu gibi, bu tip konservelerde üstte bir yağ tabakasının oluşumu önlenmektedir. Genel olarak aşırı viskoz ürünlerde rotasyon hızı daha yavaş (yaklaşık 10 devir/dak) sıvı gıdalarda daha hızlı (yaklaşık 30-50 devir/dak) olmalıdır.

Döner otoklavlarda ısıl işlem sırasında kap içinde tepe boşluğunun yeri sürekli değişir . Döner otoklavda ısıl işlem sırasında tepe boşluğunun kap içindeki yeri gıda tepe boşluğu rotasyon Sürekli çalışan otoklavlar

Buraya kadar tanımlanan otoklavlarda ürün ancak partiler halinde sterilize edilebilmekte yani, konserve kapları genellikle özel sepetler içinde otoklava yerleştirilmekte, sterilizasyon ve soğutma işleminden sonra sepetler tekrar dışarı alınmaktadır. Küçük ve orta kapasiteli ve aynı zamanda değişik özellikte ürün işleyen fabrikalar için kesikli çalışan bu otoklavlar uygun olduğu halde, büyük kapasiteli ve devamlı aynı sterilizasyon koşulları gerektiren ürünler işleyen fabrikalarda, sürekli çalışan otoklavlar kullanılmaktadır. Sürekli çalışan otoklavlar

Kesikli çalışan otoklavlarda, otoklavın doldurulup boşaltılması zaman kaybına neden olmaktadır. Ayrıca dolduruldukları ve havası uzaklaştırıldıktan sonra hemen kapatılmış kutuların sterilizasyondan önce bekletilmeleri, sıcak olan ve sıcak olmasında yararlar bulunan bu kutuların tekrar soğumalarına neden olduğu gibi, bekleme süresi uzatılacak olursa, bu ürünlerde termofil bakterilerin neden olduğu “ısıl işlem öncesi mikrobiyolojik bozulmalar” (ekşimeler) ortaya çıkabilmektedir. Bunun yanında işletmede daha az insan gücüne gereksinim duyulması ve sterilizasyon koşullarının sürekli standart bir şekilde sağlanabilmesi açısından, bazı büyük kapasiteli işletmelerde sürekli çalışan otoklavlar tercih edilmektedir. Sürekli çalışan otoklavlar  Yukarıda belirtilen olumlu özellikler yanında sürekli çalışan otoklavların kesik çalışan otoklavlara göre diğer bazı üstünlükleri de bulunmaktadır. Örneğin, sürekli çalışan otoklavlar işletmede zaman ve yer tasarrufuna olanak vermekte ve ayrıca bunların ısıtılıp tekrar soğutulmaları gibi işlemler gerekmediğinden, sterilizasyonda buhar gereksinimi de azalmaktadır. Hidrostatik otoklavlar (Sterilizatörler)  Döner tip sürekli otoklavların bazı çalışma zorluklarını gidermek amacıyla hidrostatik otoklavlar geliştirilmiştir. Bu otoklavların orta kısmında Şekilde de görüldüğü gibi bir buhar bölmesi bulunmaktadır. Bu bölmede buharın basıncı, her iki tarafta bulunan su sütunlarının basınçları ile ayarlanmakta ve dengede tutulmaktadır. Su sütunlarının yüksekliği, buhar bölmesindeki buhar basıncına yani, sterilizasyonda uygulanacak sıcaklıklara bağlı olup, su sütunlarının yüksekliği değiştirilerek sterilizasyon sıcaklığı 100-121°C’ler arasında ayarlanabilmektedir.  Hidrostatik otoklavların diğer otoklavlara göre bazı üstünlükleri vardır. Örneğin bu otoklavlar dış koşullardan etkilenmeyecek şekilde yapıldıklarından, işletme dışına yerleştirilebilirler.  Diğer taraftan hidrostatik otoklavlarda enerjiden geniş ölçüde tasarruf sağlanabilmektedir. Sürekli hidrostatik otoklavın çalışma ilkesi 93o 82 C oC 115- 129oC 110- 127oC 107- 118oC Ön Isıtma Buhar bölmesi Hava Soğutma Su püskürtme Soğutma Banyosu Konserve Boşaltma Konserve Yükleme Alçalma Bölümü Yükselme Bölümü Hidr osta tik Bas ınç C A D F E G K Alev sterilizatörleri  Sürekli çalışan otoklavların bazı tiplerinde ısıtma ortamı olarak su ve buhar kullanılmaz. Bunlara örnek olarak “alev sterilizatörleri” verilebilir. Bu sterilizatörler ancak, belirli ve sınırlı amaçlar için uygundur. Yatırım giderleri fazla değildir. Ayrıca otoklav kapasiteleri buhar kazanı kapasitesine bağımlı değildir. Kutuların ısınma süreleri, alev sterilizasyonunda çok kısaltılabilmekte ve bu yüzden belli ürünlerde daha üstün kalitede konserve üretilebilmektedir. Buna karşın bu otoklavların bazı önemli sakıncaları vardır. Örneğin sterilizasyon normal atmosfer basıncında yürütüldüğünden, kutular kuvvetli bir iç basıncın etkisinde kalmakta ve bu şekilde sterilize edilmiş kutularda fazla oranda sızıntı ortaya çıkabilmektedir. Bunu önlemek amacıyla, kutu içinde daha önceki işlemlerle oluşturulan vakum daha da artırılmalı ve kutu tabanları daha kalın tenekeden yapılmalıdır. Alev sterilizatörleri  Alev sterilizatörleri, konveksiyon yoluyla ısı iletimi sağlanan ürünlerde yanma ve kutu çeperlerinde yapışmaya neden olmamaktadır. Buna karşın kondüksiyonla ısınan ürünler için bu düzenler uygun değildir. Sebze ve mantar konservelerinin sterilizasyonu amacıyla alev sterilizatörlerin kullanılmasında sıcak dolum yapılmış ve tepe boşluğu havası iyice alınmış kutular, önce bir buhar bölmesinden geçirilerek 95°C ye kadar bir ön ısıtmaya tabi tutulurlar. Daha sonra yaklaşık 1200°C’deki alev tüneline sürülen kutuların soğuk noktaları, adeta bir anda istenen dereceye ulaşmaktadır.

Aseptik Konservecilik

Konserve üretiminde, bir taraftan istenen düzeyde steriliteye ulaşırken, diğer taraftan gıdanın, ısıdan en düşük düzeyde etkilenmesi ve böylece kalitenin üst düzeyde muhafaza edilmesi amaç edinilmektedir. Ancak kap içerisine konmuş gıdanın ısıtılmasında ve daha sonra soğutulmasında ısı iletiminin kötü oluşu, yukarıda tanımlanmış olan amaca ulaşmayı zorlaştırmakta ve sınırlamaktadır. İşte bu nedenle, gıdanın konserve kabına konmadan önce ısıtılması ve soğutulması yöntemi, kap içerisinde ısıtmanın getirdiği olumsuzlukların aşılmasında bir seçenek olarak belirmektedir.  Aseptik konserveciliğin temel ilkesi; gıda maddesi, yüksek sıcaklıkta kısa süreli bir ısıl işlemle sterilize edilmekte, steril koşullarda hızla soğutulmakta ve sterilize edilip soğutulmuş kaplara, steril koşullarda doldurulduktan sonra, steril kapaklarla hermetik olarak kapatmaktır. Böylece otoklavda sterilizasyon ve soğutma işlemi ortadan kaldırılmış bulunmaktadır.

Aseptik Konservecilik

Aseptik konserveciliğin yukarıda tanımlanmış bulunan ilkesine göre, bir aseptik sistemin başlıca 4 üniteden oluşabileceği görülmektedir. Bunlar ;
a) ürünün ısıtılıp belli bir süre sıcak tutulduktan sonra soğutulduğu sterilizasyon ünitesi,
b)
konserve kabı ve kapağının kızgın buharla sterilize edildiği ünite, 
c)
steril soğuk ürünün steril soğuk kaplara doldurulduğu doldurma ünitesi
d) doldurulmuş kapların steril kapaklarla aseptik koşullarda hermetikli olarak kapatıldığı kapatma ünitesidir. Aseptik konservecilik kesiksiz olarak sürdürülmesi gereken bir işlem olduğundan her ünitenin senkronize bir birim halinde çalışması gerekir. Aseptik Konservecilik
Aseptik konservecilikte de en önemli işlem ürünün yüksek sıcaklıklarda hızla ısıtılarak sterilize edilmesi ve sonra hızla soğutulmasıdır.
Bu amaçla tubular fakat çoğunlukla plakalı veya kazıyıcılı ısı değiştiricilerden yararlanılır.

Buna göre, aseptik konserveciliğin uygulanma alanının, sadece akışkan nitelikli gıdalarla sınırlı olduğu ortaya çıkmaktadır. Gerçekten aseptik konservecilik halen meyve-sebze suları ve püreleri, soslar, çorbalar ve çeşitli süt ürünleri gibi akışkan ürünlerde uygulanmaktadır.

Sterlizasyon

Sterilizasyon, bir ürünün içindeki ya da bir cismin üzerindeki bütün mikropları kesin bir şekilde öldürmek anlamına gelir. Bunun için de alkol, oksijenli su, merkürokrom gibi dezenfekte edici özelliği bulunan maddelerden yararlanılır.

Morötesi ışınlarla bunların ürettiği ozon gazı da çok etkili sterilize edici maddelerdir. Etüv ya da otoklav bu iş için kullanılır. Öte yandan ameliyatlarda kullanılacak operasyon aletleri de yaraya mikrop bulaştırmamaları için sterilize edilir. Ameliyat aletleri konteyner adını verdiğimiz muhafaza edileceği demir kutulara konulur ve böylece otoklava ya da tercih edilen bir başka cihaza yerleştirilir.

Türkiye’de en çok kullanılan yöntemler birinci sırada buhar ile sterilizasyon (otoklav) sonra etilen oksit ve kuru ısı ile sterilizasyon gelir.

Sterilizasyon ile dezenfeksiyon farklı anlamlara gelmektedir :

Sterilizasyon bir nesne ya da obje üzerindeki tüm zararlı zararsız mikroorganizmaların yokedilmesidir.

Dezenfeksiyon ise bi obje ya da nesne üzerindeki zararlı mikroorganizmaların yokedilmesidir. Dezenfektan olarak kimyasal maddeler kullanılırken sterilizasyon için su gibi zararsız maddeler de kulanılabilir.

Türkiye’de son 40 yıldan beri otoklav adını verdiğimiz nemli ısı (su buharı) ile sterilizasyon yapan cihazlar kullanılmaktadır. Çünkü su buharı insan sağlığına zarar vermemekte ve bu nedenle tercih edilmektedir. 134 °C de 1,5 atm basınç altında en az 3,5 dakika da ve 121 °C de 1,5 atm basınç altında en az 7 dakika da sterilizasyon gerçekleşmektedir. Dünya standartlarında bu şartlar kabul edilmektedir.

Başlıca sterilizasyon yoları şunlardır.

ısı ile sterilizasyon

basınçlı buhar ile sterilizasyon

kuru sıcak hava ile sterilizasyon

süzme ile sterilizasyon (filtrasyon)

ışınlar ile sterilizasyon (ışınlama)

Bunlara örnek ise etilen oksit gazıyla, gazplazma ile sterilizasyon, buhar ile sterilizasyon, gluteraldehit gazıyla sterilizasyon örnek verilebilir.

Kuru ısı ile sterilizasyona örnek olarak etüv verilebilir. Ama son 5 yılda alınan ortak karar ile etüv uygulamasına son verilmiştir. Çünkü tüm bakterileri yok etmediği yapılan araştırmalarla kanıtlanmıştır… kimyasal maddelerin öldürücü etkisini sağlayan sebepler kısaca şunlardır…

Dezenfektan maddenin konsantrasyonu

Etki süresi

Isı

pH

Organik maddeler

Mikroorganzimaya bağlı etkiler

Son olarak da dezenfektan olarak seçilecek maddelerin olması gereken özellikleri şunlardır.

Ucuz ve etkili olmalı

Suda erimeli ve iyi ıslatıcı olmalı

Kısa sürede etkisini göstermeli

Az zehirli olmalı, allerjenik ve kanserojen etki göstermemeli

Açık yaralara uygulandığında doğal direnç mekanizmalarını bozmamalı

İnvivo ve invitro mekanizmaları bilinmeli

Kötü kokulu olmamalıdır.

Sterilizasyon işlemi kısaca şu şekilde yapılır. Üniteye getirilen kirli aletler akıtılmadan direkt olarak eğer mevcutsa otomatik yıkama makinasının sepetlerine yerleştirilir. Kapak kapatılır ve çalıştırılır. Ortalama 45 dakikada yıkama işlemi çeşitli evreler ile sürer. Cihaza özellikle enzimatik deterjanlar konulmalıdır. Eğer kanlı alet çoksa kan çözücü de konulabilir. Yıkama işlemi bittikten sonra aletler sorumlu eleman tarafından sepetlerden alınıp kendi konteynerına yerleştirilir. Her kurumun kendi belirlediği bir cerrahi alet sıralama düzeni vardır. Bu doğrultuda dizilen aletlerin yanına bir adet kimyasal indikatör konur ve kapak kapatılır. Sonra konteyner otoklava konur. Eğer konteyner kapaklarında filtre varsa kâğıt filtreler değiştirilir ve kapak sıkıca kapatılır. Eğer filtre yoksa konteyner kapağı köşeden açık bırakılarak otoklava yerleştirilir. Makina Döngüsünü tamamlayıp sonlandığında konteyner filtreli ise hemen yerine kaldırılabilir ya da kullanılabilir. Eğer filtresiz ise konteynerın iç kısmına dokunmadan dışından kapak itilerek sıkıca kapatılır ve kullanıma hazır hale gelir.

ameliyat masası kullanım alanları

Ameliyat masası, anestezi ve ameliyatı sağlayan bir ekipman platformudur. Sıradan bir ameliyat masası seçmek ve sıradan bir ameliyat masasının kalitesini teyit etmek, anestezi ve ameliyat sürecini doğrudan etkileyebilir. Bu nedenle olağan ameliyat masası kullanımının makul ve bilimsel olarak düzenlenmesi gerekmektedir.

Modern sıradan ameliyat masasının işlevleri giderek daha çeşitli hale geliyor ve farklı cerrahi operasyonların ihtiyaçlarına uyum sağlayabilen zeka eğilimine doğru yavaş yavaş gelişiyor, ancak sıradan ameliyat masasının temel gereksinimleri esas olarak altı puandır. : sağlam, güvenilir, dayanıklı, tamamen işlevsel, Basit, rahat ve emek tasarrufu sağlayan çalışma.
Sıradan bir ameliyat masası seçerken, sıradan bir ameliyat masasının temel performansına dikkat edin ve temel gereksinimleri temel alın ve ardından daha akıllı bir ürün seçmek gibi diğer gereksinimleri göz önünde bulundurun.
Sıradan ameliyat masası pazarı çok büyük ve ürünler çok zengin. Temsilciler için uygun sıradan ameliyat masası ürününün seçilmesi, ilgili operasyonları daha etkili hale getirebilir.
Sıradan bir ameliyat masası alırken alışveriş yapın, birden fazla şirketle iletişime geçin ve güvenebileceğiniz üreticileri seçin ve onlarla çalışın.

Türkiye’de Medikal Sektörü

Merhaba Sevgili okuyucular bugün sizlere ülkemizde sağlık sektörünün vazgeçilmez ürünlerinden bahsedeceğiz.

  • Otoklav (Sterilizasyon)
  • Ameliyat Masaları
  • Jinekoloji Masaları
  • Ameliyathane Tavan Lambaları
  • Medikal Gaz Sistemleri
  • Cerrahi Aspiratörler
  • Anestezi Cihazları
  • Görüntüleme Masaları
  • Paslanmaz Çelik Hastane Ekipmanları
  • Hasta Yatakları
  • Hasta Mobilyaları

 

Sterilizasyon

Sterilizasyon, bir ürünün içindeki ya da bir cismin üzerindeki bütün mikropları kesin bir şekilde öldürmek anlamına gelir. Bunun için de alkol, oksijenli su, merkürokrom gibi dezenfekte edici özelliği bulunan maddelerden yararlanılır.

Morötesi ışınlarla bunların ürettiği ozon gazı da çok etkili sterilize edici maddelerdir. Etüv ya da otoklav bu iş için kullanılır. Öte yandan ameliyatlarda kullanılacak operasyon aletleri de yaraya mikrop bulaştırmamaları için sterilize edilir. Ameliyat aletleri konteyner adını verdiğimiz muhafaza edileceği demir kutulara konulur ve böylece otoklava ya da tercih edilen bir başka cihaza yerleştirilir.

Türkiye’de en çok kullanılan yöntemler birinci sırada buhar ile sterilizasyon (otoklav) sonra etilen oksit ve kuru ısı ile sterilizasyon gelir.

Sterilizasyon ile dezenfeksiyon farklı anlamlara gelmektedir:

  • Sterilizasyon bir nesne ya da obje üzerindeki tüm zararlı zararsız mikroorganizmaların yokedilmesidir.
  • Dezenfeksiyon ise bir obje ya da nesne üzerindeki zararlı mikroorganizmaların yok edilmesidir. Dezenfektan olarak kimyasal maddeler kullanılırken sterilizasyon için su gibi zararsız maddeler de kullanılabilir.

Türkiye’de son 40 yıldan beri otoklav adını verdiğimiz nemli ısı (su buharı) ile sterilizasyon yapan cihazlar kullanılmaktadır. Çünkü su buharı insan sağlığına zarar vermemekte ve bu nedenle tercih edilmektedir. 134 °C de 1,5 atm basınç altında en az 3,5 dakika da ve 121 °C de 1,5 atm basınç altında en az 7 dakika da sterilizasyon gerçekleşmektedir. Dünya standartlarında bu şartlar kabul edilmektedir.

Başlıca sterilizasyon yoları şunlardır.

  • ısı ile sterilizasyon
    • basınçlı buhar ile sterilizasyon
    • kuru sıcak hava ile sterilizasyon
  • süzme ile sterilizasyon (filtrasyon)
  • ışınlar ile sterilizasyon (ışınlama)

Bunlara örnek ise etilen oksit gazıyla, gazplazma ile sterilizasyon, buhar ile sterilizasyon, gluteraldehit gazıyla sterilizasyon örnek verilebilir.

Kuru ısı ile sterilizasyona örnek olarak etüv verilebilir. Ama son 5 yılda alınan ortak karar ile etüv uygulamasına son verilmiştir. Çünkü tüm bakterileri yok etmediği yapılan araştırmalarla kanıtlanmıştır.

Kimyasal maddelerin öldürücü etkisini sağlayan sebepler kısaca şunlardır:

  • Dezenfektan maddenin konsantrasyonu
  • Etki süresi
  • Isı
  • pH
  • Organik maddeler
  • Mikroorganzimaya bağlı etkiler

Son olarak da dezenfektan olarak seçilecek maddelerin olması gereken özellikleri şunlardır:

  • Ucuz ve etkili olmalı
  • Suda erimeli ve iyi ıslatıcı olmalı
  • Kısa sürede etkisini göstermeli
  • Az zehirli olmalı, allerjenik ve kanserojen etki göstermemeli
  • Açık yaralara uygulandığında doğal direnç mekanizmalarını bozmamalı
  • İnvivo ve invitro mekanizmaları bilinmeli
  • Kötü kokulu olmamalıdır.

Sterilizasyon işlemi kısaca şu şekilde yapılır: Üniteye getirilen kirli aletler akıtılmadan direkt olarak eğer mevcutsa otomatik yıkama makinesinin sepetlerine yerleştirilir. Kapak kapatılır ve çalıştırılır. Ortalama 45 dakikada yıkama işlemi çeşitli evreler ile sürer. Cihaza özellikle enzimatik deterjanlar konulmalıdır. Eğer kanlı alet çoksa kan çözücü de konulabilir. Yıkama işlemi bittikten sonra aletler sorumlu eleman tarafından sepetlerden alınıp kendi konteynerına yerleştirilir. Her kurumun kendi belirlediği bir cerrahi alet sıralama düzeni vardır. Bu doğrultuda dizilen aletlerin yanına bir adet kimyasal indikatör konur ve kapak kapatılır. Sonra konteyner otoklava konur. Eğer konteyner kapaklarında filtre varsa kâğıt filtreler değiştirilir ve kapak sıkıca kapatılır. Eğer filtre yoksa konteyner kapağı köşeden açık bırakılarak otoklava yerleştirilir. Makine döngüsünü tamamlayıp sonlandığında konteyner filtreli ise hemen yerine kaldırılabilir ya da kullanılabilir. Eğer filtresiz ise konteynerın iç kısmına dokunmadan dışından kapak itilerek sıkıca kapatılır ve kullanıma hazır hale gelir.

Kaynak : https://tr.wikipedia.org/wiki/Sterilizasyon

AZOT PROTOKSİT SANTRALİ (TÜPLÜ)

Genel Özellikler:

 

Sistem, EN 7396–1 standardına göre tasarlanmış olmalı ve birinci, ikinci ve üçüncü tedarik kaynağı olarak tüp manifold sisteminden oluşmalıdır.

Bütün tedarik kaynakları normal şartlarda ve tek hata durumunda gaz tedarikinde hiçbir kesintiye uğramamalıdır.

 

Teknik Özellikler

 

Otomatik Kontrol ve Basınç Düşürme Ünitesi

  1. Bu sistem kullanılan rampanın basıncı belli bir seviyenin altına düştüğü takdirde diğer rampayı otomatik olarak devreye almalı, bu şekilde, birincil devrede 120 Nm3/h yükleme miktarını dengede tutarak ikincil devreye basınç ve yük değişimlerini asla yansıtmamalıdır.

 

  1. Boşalan rampa tüplerinin değiştirilmesi esnasında bir kesiklik meydana gelmemeli ve bu değişimi müteakip işletmedeki rampanın gerekli kapasiteyi sağlayamayacağı ana kadar yeni rampa devreye girmemelidir.

 

  1. Boşalan rampa tüpleri değiştirilmez ise ayrıca monte edilen görsel ve duysal santral alarm sistemi ile katlardaki görsel ve duysal alarm sistemlerine kumanda etmeli ve böylelikle oluşan alarm şebekesi daimi surette devrede kalmalıdır. Yani alarm gerektiren sebepler giderilmediği takdirde alarm sinyalleri kesilmemelidir.
  2. EN 7396–1 normlarına uygun olan ünite aşağıdakileri içermelidir:

 

  • İki adet EN ISO 10524–2 normuna uygun, 200 bar giriş basıncını 20 bar ara basıncına ayarlayıcı birincil şebeke basınç düşürücüleri,
  • İki adet EN ISO 10524–2 normuna uygun, 20 bar giriş basıncını 4 bar besleme basıncına ayarlayıcı ikinci basınç düşürücüleri,
  • İki adet yüksek basınç gaz kesme vanası,
  • EN 837-1’e uygun şekilde bir adet alçak basınç ve iki adet yüksek basınç manometresi,
  • Yüksek basınç presostatı (20 bar ayarlı),
  • Bir adet rampa değiştirici invertör sistemi,
  1. Tüm yukarıda sayılan özellikli sistemleri bir arada toplayan fırın boyalı saç kaset tablosu bulunmalıdır.

 

Tüp Santrali Acil Basınç Düşürme Ünitesi

  1. Üçüncü tedarik kaynağı olan acil besleme manifoldunda kullanılacak olan tüp santrali acil basınç düşürücü ünitesi EN 7396–1 standardına uygun olmalıdır.
  2. Ünite EN ISO 10524-2’ye uygun şekilde servo motorlu, tek kademeli bir basınç düşürücü ve membran obtüratör içermelidir.
  1. Ünite aşağıdakilerden oluşmalıdır:
  • Tek kademe basınç düşürücü, EN ISO 10524-2’ye uygun;
  • Yüksek basınç kesme vanası;
  • Gaza özel fiş bağlantısı;
  • EN 837-1’e uygun yüksek ve alçak basınç manometreleri;
  • Giriş basıncının kontrolü için, 20 bar alarm basıncına ayarlı, presostat.

Tüp Rampası

  1. Tüplerin otomatik kontrol ve birinci basınç düşürme tablosu ile bağlantısını sağlamalı ve fırın boyalı çelikten mamul kasa üzerine monte edilmiş olmalıdır. Her bir tüp girişi için geri dönüşsüz akış vanalı, duvara montaj ve tespit parçalı olmalıdır. Tüp girişlerinin bağlantıları gümüş alaşımla kaynaklı bakır borularla sağlanmalıdır.
  2. Tüp bağlantı rampasının nihayetine ikinci bir rampa veya yüksek basınç tahliye vanası bağlanabilmelidir.

 

Rampa-Tüp ve Rampa-Rampa Arası Esnek Bağlantı

  1. Tavlı çekilmiş elektrolitik bakır borudan mamul, her iki ucundan tüp ve rampa bağlantıları için rakorlu 100 cm. boyunda spiral bükümlü olmalıdır.

Yüksek Basınç Tahliye Vanası

  1. Herhangi bir tehlike vukuunda rampalardaki basıncın manuel olarak tahliye edilmesine olanak vermek amacıyla iki adet yüksek basınç tahliye vanası bulunmalıdır.
  1. Bu vanalar 200 bar çalışma basıncına uygun olmalıdır.

Tüp Sabitleme Ünitesi

  1. Tüplerin düzenli ve emniyetli bir şekilde düşey olarak durmasını sağlamalıdır.
  2. Duvara montajı sağlayan tespit profili, tüp yuvaları ve emniyet zincirlerinden oluşmalıdır. Çelikten mamul, boyalı olmalıdır.

Tüp Santrali Basınç Kontrol Panosu

  1. Tüp santrali basınç kontrol panosu, besleme kaynakları ve dağılım ağı şebekesi arasında ünite tipine göre basınç düşürme-regülasyon, sistem kontrol ve izleme fonksiyonlarını yerine getirmek üzere tasarlanmış olmalı, genel tasarımında EN 7396–1, EN ISO 11197 standartları esas alınmalıdır.
  1. Basınç kontrol panosu, tedarik kaynağı çıkış basınçlarını çıkış ünitelerine bağlantı yapılarak tıbbi ekipmanlarla kullanılmaya veya direkt olarak hastaya verilmeye uygun dağılım ağı basıncına düşürmeli ve regüle etmeli, ayrıca, sistemin kontrolü ve izlemesi için ünite üzerinde gerekli vanalar, çek valfler, emniyet ventilleri ve manometreler bulunmalıdır.
  2. Ünite içerisinde kullanılan basınç düşürücüler TS EN ISO 10524–2 standardına uygun olmalı; sıva üstü monteli, elektrostatik toz boya ile boyanmış, DKP sac pano üzerine monte edilmelidir.
  1. Ünitede kullanılan manometreler EN 837–1 standardına uygun olmalı; basınç değerlerinin rahatlıkla okunabilmesine imkan sağlamalıdır.
  2. Üniteler pano üzerinde ayarları rahatlıkla yapılabilecek bir şekilde monte edilmeli, sistemi oluşturan tüm parçalar birbirine ve boru şebekesine çabuk sökülebilir tarzda rakorlar ile bağlanmış olmalıdır.

 

  1. Panonun üzerinde görsel-duysal alarm ünitelerine basınç bilgisini aktaran alçak ve yüksek basınç set değerleri ayarlanabilir kontak manometreler bulunmalıdır.
  2. Pano aşağıdakilerden oluşmalıdır:
  1. 8–10 bar aralığındaki besleme basıncını 4 bara düşüren ve regüle eden iki adet basınç düşürücü,
  • Basınç düşürücü çıkış basınçlarını gösteren iki adet manometre,
  • Giriş ve çıkışı kontrol eden dört adet vana,
  • İki adet emniyet ventili,
  • İki adet çek valf,
  • Bir adet alçak ve yüksek basınç setli kontak manometre,
  • Bir adet tedarik kaynağı çıkış basıncını gösteren manometre.

OKSİJEN SANTRALİ (TÜPLÜ)

Genel Özellikler

Sistem, EN 7396–1 standardına göre tasarlanmış olmalı ve birinci tedarik kaynağı olarak sabit kriyojenik likit oksijen tankı, ikinci ve üçüncü tedarik kaynağı olarak da tüp manifold sisteminden oluşmalıdır.

Bütün tedarik kaynakları normal şartlarda ve tek hata durumunda gaz tedarikinde hiçbir kesintiye uğramamalıdır.

Teknik Özellikler

Otomatik Kontrol ve Basınç Düşürme Ünitesi

  1. Bu sistem kullanılan rampanın basıncı belli bir seviyenin altına düştüğü takdirde diğer rampayı otomatik olarak devreye almalı, bu şekilde, birincil devrede 120 Nm3/h yükleme miktarını dengede tutarak ikincil devreye basınç ve yük değişimlerini asla yansıtmamalıdır.
  1. Boşalan rampa tüplerinin değiştirilmesi esnasında bir kesiklik meydana gelmemeli ve bu değişimi müteakip işletmedeki rampanın gerekli kapasiteyi sağlayamayacağı ana kadar yeni rampa devreye girmemelidir. Muhtevası biten tüp kümeleri değiştirildiğinde; otomatik değişme sistemi elle veya otomatik olarak tekrar ayarlanmalıdır.

 

  1. Boşalan rampa tüpleri değiştirilmez ise ayrıca monte edilen görsel ve duysal santral alarm sistemi ile katlardaki görsel ve duysal alarm sistemlerine kumanda etmeli ve böylelikle oluşan alarm şebekesi daimi surette devrede kalmalıdır. Yani alarm gerektiren sebepler giderilmediği takdirde alarm sinyalleri kesilmemelidir.
  2. EN 7396–1 normlarına uygun olan ünite aşağıdakileri içermelidir:

 

  1. İki adet EN ISO 10524–2 normuna uygun, 200 bar giriş basıncını 20 bar ara basıncına ayarlayıcı birincil şebeke basınç düşürücüleri,
  2. İki adet EN ISO 10524–2 normuna uygun, 20 bar giriş basıncını 4 bar besleme basıncına ayarlayıcı ikinci basınç düşürücüleri,
  1. İki adet yüksek basınç gaz kesme vanası,
  2. EN 837-1’e uygun şekilde bir adet alçak basınç ve iki adet yüksek basınç manometresi,
  3. Yüksek basınç presostatı (20 bar ayarlı),
  4. Bir adet rampa değiştirici invertör sistemi,

Tüm yukarıda sayılan özellikli sistemleri bir arada toplayan fırın boyalı saç kaset tablosu bulunmalıdır.

Likit Oksijen Besleme Panosu

  1. Birinci tedarik kaynağı olarak bir sabit kriyojenik likit oksijen tankının, ikinci ve üçüncü tedarik kaynağı olarak da tüp manifold sisteminin kullanıldığı durumda bu kaynaklar ve dağılım ağı şebekesi arasında ünite tipine göre basınç düşürme-regülasyon, sistem kontrol ve izleme fonksiyonlarını yerine getirmek üzere, EN 7396–1, EN ISO 11197 standartlarına uygun şekilde tasarlanmış olmalıdır.
  1. Tedarik kaynağı çıkış basınçlarını çıkış ünitelerine bağlantı yapılarak tıbbi ekipmanlarla kullanılmaya veya direkt olarak hastaya verilmeye uygun dağılım ağı basıncına düşürmeli veregüle etmeli, ayrıca, sistemin kontrolü ve izlemesi için ünite üzerinde gerekli vanalar, çek valfler, emniyet ventilleri ve manometreler bulunmalıdır.
    1. Ünite içerisinde kullanılan basınç düşürücüler TS EN ISO 10524–2 standardına uygun olmalı, sıva üstü monteli, elektrostatik toz boya ile boyanmış, DKP sac pano üzerine monte edilmelidir.

     

    1. Ünitede kullanılan manometreler EN 837–1 standardına uygun olmalı, basınç değerlerinin rahatlıkla okunabilmesine imkan sağlamalıdır.

     

    1. Üniteler pano üzerinde ayarları rahatlıkla yapılabilecek bir şekilde monte edilmeli, sistemi oluşturan tüm parçalar birbirine ve boru şebekesine çabuk sökülebilir tarzda rakorlar ile bağlanmalıdır.
    2. Likit oksijen besleme panosunun üzerinde görsel-duysal alarm ünitelerine basınç bilgisini aktaran alçak ve yüksek basınç set değerleri ayarlanabilir kontak manometreler bulunmalıdır.
    3. Pano aşağıdakilerden oluşmalıdır:
      1. 8-10 bar aralığındaki besleme basıncını 4 bara düşüren ve regüle eden iki adet düşürücü
      2. Basınç düşürücü çıkış basınçlarını gösteren iki adet manometre
      3. Giriş ve çıkışı kontrol eden dört adet vana
      4. İki adet emniyet ventili
      5. İki adet çek valf
      6. Bir adet alçak ve yüksek basınç setli kontak manometre
      7. Bir adet likit oksijen tedarik kaynağı çıkış basıncını gösteren manometre